Kısaca CMV olarak adlandırılan sitomegalovirüs, herpes grubunda bulunan virüs türlerinden biridir. Pek çok farklı virüs türünden farklı olarak, bulaştıktan sonra vücutta çok uzun süre canlı kalabilme özelliğine sahiptir. Düşük sosyoekonomik grupta çok daha yaygın bir şekilde görüldüğü gözlemlenen bu virüsün en büyük tehlikelerinden biri hamilelik döneminde bebeğe de geçebiliyor olmasıdır. Ancak doğumdan sonra CMV enfeksiyonu geçirilmiş olması herhangi bir sağlık sorunu yaşanmasına neden olmaz.
Bu virüs enfeksiyonun ardından da vücutta canlı olarak kalmayı başarıyor. Ancak aktif olmadığından herhangi bir semptoma neden olmuyor. CMV virüsünün 2 farklı türü bulunuyor. Bunlar;
CMV Belirtileri Neler?
Hastalar sıklıkla bu enfeksiyonun ne gibi belirtiler gösterdiğini de merak ediyor. Ancak bu virüsün çoğu zaman herhangi bir bulgu oluşturmadığını belirtebiliriz. Çok ender durumlarda görülen belirtiler ise şöyle:
Çeşitli rahatsızlıklar nedeniyle bağışıklık sistemi ciddi oranda baskılanmış olan kişilerde ise görme bozukluklarına sebebiyet verebiliyor.
CMV Tanısı Nasıl Konur?
Kan numunesi alınarak yapılan serolojik testler tanı konması için yeterli olabiliyor. Bu testlerde söz konusu virüs nedeniyle vücut tarafından üretilen antikorlar ölçülüyor. Şayet akut aktif enfeksiyon şüphesini doğuran antikorlar mevcutsa bazı incelemeler yapılabilir ve böylelikle antikordaki artış seviyesi değerlendirilebilir. Hastadan alınan kan numunesinde immmunglobulin G (IgG) varlığı tespit edilirse bu durum daha önce virüsün vücuda bulaştığı ve kişinin bu virüse karşı bağışıklık geliştirdiği anlamına geliyor. Eğer bu değerlerde 4 kat artış olursa bu durumda enfeksiyon tanısı konabilir.
CMV Aşısı Var mı?
Henüz bu virüse karşı bir aşı geliştirilemediğini belirtebiliriz. Dolayısıyla tedavi de vücudun bağışıklık sistemini güçlendirmeye yönelik olarak uygulanıyor. İmmün sistemini destekleyen bazı ilaçlar reçete edilebilir. Kişinin beslenme ve yaşam değişiklikleri ile bağışıklık sistemini güçlendirmesi de tavsiye edilir. Gebelerde bu virüse rastlanması durumunda doğum sonrasında uygulanabilecek ekstra bir tedavi seçeneği de mevcut değildir.
Adet döngüsü, kadından kadına farklılaşabilmekle birlikte genellikle 21 – 35 gün arasında seyreder. Bazı kadınların…
Streptokok enfeksiyonu gebelik döneminde görülen ve anne adaylarının vajen ile rektumda yerleşim gösteren bir enfeksiyon…
Vajina bölgesinde kaşıntı olması, kadınların günlük hayatını da sıkıntıya sokan problemlerden biridir. Sıklıkla karşılaşılan bu…
Vajinal kanama kadınlarda endişe yaratan unsurlardan biridir. Özellikle kanser belirtisi olarak düşünülmesi bu endişenin çok…
Adet dönemlerinin başlangıcında kanın rengi kırmızıdan ziyade kahverengi tonlarında olur. Kana kahverengi tonunu kazandıran bir…
Plasenta ya da halk arasındaki adıyla ‘bebeğin eşi’ gebelik süresi boyunca anne karnındaki bebeğe besin…